30 Ekim 2013 Çarşamba

Krup Hastalığı

Evet, nur topu gibi bir hastalıkla daha karşı karşıyayız. İlkbaharda bronşiolit, yazın el ayak ağız hastalığı
derken sonbahar-kış mevsiminin hastalığını geçirmemek olur mu, tabi ki olmaz.  Maalesef Krup hastalığı ile hiç de memnun olmayarak tanışmış bulunuyoruz:(

Krup mu, o da ne derseniz işte Krup hastalığı hikayemiz: 

Pazar günü saatlerin bir saat geri alınmasına ek olarak canım oğlum Toprak da kendi saatini bir saat geriye alarak 6:30'da ağlayarak uyandı. Yanına gidince hemen boynuma sarıldı ve bir süre daha ağlamaya devam etti. Ters bir şey olduğunu anladım ama herhalde kötü bir rüya görmüştür dedim. Biraz zaman geçtikten sonra kahvaltısını hazırladım. Kahvaltı etmek istemeyince şansımı bir de tarhana çorbası ile denemek istedim ama iki kaşıktan fazla içmedi. Biraz zaman geçtikten sonra erken de uyandığı için tekrar uykusu geldi ve güzelce uyudu. Saat 13.00'e doğru uyandığında yanakları al aldı, hemen ateşini ölçtük 38.5 çıktı. Ateşini düşürmeye çalıştık. Ateşi bir türlü düşmeyince ateş düşürücü verdik. Burnu çok hafif akmaya başlıyordu ve çok kesik kesik birkaç kez öksürdü. Soğuk algınlığı herhalde yarını bekleyelim dedik zaten pazar günüydü. Aksam üstü keyfi iyice kaçtı ve tekrar uyumak istedi. İkinci uykusuna yattı ve ne olduysa ondan sonra oldu zaten. Uyandığında suratı kıp kırmızıydı ve yavrum  tek kelime ile "yanıyordu".  Ateşini ölçtüğümüzde 40.2 olduğunu gördük ve hemen duşa soktuk. Ateş düşürücü verdik. Çok tuhaf bir şekilde öksürüyordu. Her zamankinden farklı şekilde nefes alıp veriyordu. Ağladığı zaman sesi çıkmıyordu. Hemen çocuk doktoru olan bir hastanenin aciline gittik. Yolda ateşi biraz düşmüş ve rahatlamıştı. Ben tabii panik içindeydim. Doktor muayene ederken Toprak yine tuhaf şekilde öksürüyordu ve doktor evde de köpek havlamasına benzer şekilde mi öksürüyordu diye sorunca şaşırdık. Çünkü aynen tarif ettiği gibi yavrumdan çıkan ses köpek havlaması gibiydi. Doktor muayene ettikten sonra tüm bulguların Krup hastalığını gösterdiğini ama idrar yolu enfeksiyonu riskini elemek için idrar tahlili yapacağını söyledi. Krup'un bir üst solunum yolu hastalığı olduğunu, virüsün bu hastalığa sebep olduğunu belirtti.

Krup nöbetine en iyi gelen şey soğuk havaymış. Evde tıkanan yavrum dışarı çıkıp hastaneye gelirken açılmış. Zaten idrar yapması için hastanenin acilinde beklerken ateşinin de düşmesinin etkisi ile Toprak oradan oraya koşmaya başladı. Aklınızda olsun çocuğu sakin tutmak, yormamak gerekiyormuş sonra öğrendik biz de. Tahlilin çıkmasının ardından tekrar doktorun yanına gittik. İdrar tahlili doktorun tahmin ettiği gibi temiz çıktı. Bu aşamada ateşini kontrol altında tutmamız, eğer tekrar öksürüp tıkanırsa soğuk hava almasını sağlamamız ve dik pozisyonda tutmamız, burnunun açık olmasını sağlamamız ve odasının ısını 16-20 derece arasında tutmamız gerektiğini öğrendik. Krup nöbetinde soğuk buhar tedavisi  uygulanırmış. Biz hastaneye gittiğimizde durumu iyi olduğu için soğuk buhar tedavisine ve daha ağır durumlarda kullanılan kortizonlu ilaca gerek olmadı. Evdeysek derin dondurucunun kapağını açarak çocuğun soğuk hava solumasını sağlamak iyi gelirmiş. Krup virüsün neden olduğu bihastalıkmış. Virüs bazı çocuklarda  Krup'a neden olurken bazılarında olmuyormuş. Üst solunum yollarında oluşan ödem nedeniyle akciğerlere yeteri kadar hava ulaşamıyormuş krup hastalığında. Çocuk yatar pozisyondayken boğazındaki  ödem artacağı için uyurken başının yüksekte olmasını önerdi doktorumuz. Uyandıktan bir süre sonra bu ödemin geçeceğini belirtti. Ateşli olduğu için ince bir body ve ateş daha da yükselirse sadece bez ile kalmasını söyledi. Sabahtan beri hiçbir şey yemediğini söyleyince hastayken sadece şu içmesinin bile yeterli olacağını, iyileşen kadar su ve kraker ile beslenmesinin normal olduğunu söyledi.

Hastaneden eve geldikten sonra Toprak enerjisini kaybetti. Ateşi tekrar çıkmaya başladı, sütünü bile içmeden kucağımda oturur pozisyonda uyudu. Krup hastalığında gözlem önemli olduğu için ben de onunla yattım. Gece saat 04.00'e kadar ateş düşürücü ilaca rağmen ateşi 39'un altına düşmedi. Odasının camını açık tuttuk, kalorifer peteğini kapattık. Gece sık sık öksürerek uyandı ve bu durumlarda hemen dik pozisyona getirdim. Ama en kötüsü çok kısa bir öksürüğün hemen ardından kucağıma almama rağmen fena tıkanması ve kusması oldu. Ben  panikle eşime seslenmeye ve oğlumu dik tutmaya çalışıyordum. Toprak bunların ardından ağlamaya çalıştı ama ağlamaya bile gücü yoktu, kendini bırakıverdi yavrum. Aslında bu durumda anne ve babanın sakin olması çok önemliymiş. Ebeveyni panik olan çocuk da paniğe kapılarak nefes almakta daha çok zorlanıyormuş. Ben bunu başaramadım açıkcası, allahtan eşim çok soğukkanlıydı. En son bu öksürüğün ardından bir kaç saat uyuyabildi. Ben en ufak bir hareketinde ne oldu acaba diye sabahı sabah ettim. Hastalığın en zor olan kısmını böylece atlatmış olduk. Krupta ilk gün en zor  ve yoğun geçermiş. Ertesi gün yine çok fazla hırıltısı vardı ve sesi hala çıkmıyordu. Onu hiç yormadan, yemek yemesi için zorlamadan sıvı almasını sağlayarak, yine öksürükle günü geçirdik. Ateşi 38 derecelerdeydi. O gece de yine yemeği ve sütü reddetti. Çok bol su içti ve biraz çubuk kraker yedi. Normalde aman onu yemesin o hazır, şu paketli, bu şekerli diyen ben ne yerse yesin moduna geçtim. Gece bir öncekine göre çok rahat geçti. Ben yine başında nöbetteydim tabii.

Dün sabah uyandığında ise burnu iyice akmaya başlamıştı ve artık normal ama daha sık öksürüyordu. Ben hemen kendi doktoruma koştum. Acaba ateşi düşsün, soğuk hava alsın derken çocuğu üşüttük mü diye endişeye kapıldım. Neyse ki ciğerlerinde vs. bir sorun yok, bu durum krubun ikinci aşamasıymış. Boğazındaki balgamı sökmek için bir şurup ve burnu için yapma bir damla kullanıyoruz o kadar. Bir hafta sonra tekrar kontrole gideceğiz ama her geçen gün yavrum daha iyi oluyor. Yavaş yavaş iştahı açılmaya da başladı. Krup hastalağının tekrarlayıp tekrarlamayacağını gözlemleyeceğiz. Eğer tekrarlarsa artık daha bilinçliyim ama bu durumda krup'un altında alerjik sebepleri arayacağız. İnşallah tekrarlamaz.

Krup ile ilgili bu yazıya da göz atabilirsiniz.

Çocuklarımıza sağlık diliyorum....


8 yorum:

  1. .Çook çok geçmiş olsun,çok üzüldüm yavruya ama malesef oluyor işte böyle şeyler:(Sanki birileri bu virüsleri ortalığa salıyor,insanlar hasta olsun da ilaç alsın diye..Eskiden böyle şeyler var mıydı ,ben mi hatırlamıyorum:(Acayip isimli hastalıklar ,yeni ilaçlar.Çok öpüyorum onu tombiş yanaklarından:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol canım biz de yeni yeni hastalık isimleri duyuyoruz. Bu nereden çıktı diye şaşırıyoruz. Krup da kötü bir sürpriz oldu ama her gün biraz daha iyi oldu Toprak çok şükür. Biz de sizi öpüyoruz:)

      Sil
  2. canım hya tüylerim ürpere ürpere okudum.çok geçmiş olsun :( çok üüzüldüm. yazık ya kıyamıyor insan miniklere ne derdiini anlatabilio ne bişey :(((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler Aysel miniklere hiç dayanamıyoruz, o hasta olacağına biz olalım diyoruz ama öyle olmuyor:( Henüz konuşmadığı için derdini anlatamıyor dediğin gibi ama hareketlerinden artık iyi olduğunu anlıyoruz, keyfi yerine gelmeye başladı:)

      Sil
  3. Çok geçmiş olsun umarım tekrarlamaz ve biran önce bitip iyileşir. Ada da geçen kış sonunda o iğneyi yemek zorunda kalmıştı malesef.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ada'ya da çok geçmiş olsun, inşallah bir daha tekrar etmez hastalıkları. Çok teşekkürler, sevgiler

      Sil
  4. canım çok geçmiş olsun... inşallah daha iyidir artık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Alev'cim, tamamen iyileşmedi ama her geçen gün biraz daha iyi oluyor. Kızlara ve sana sevgiler:)

      Sil